Günlük rutinlerimizde yediğimiz yemeğin, aldığımız
kalorilerin hesabını yaptığımız kadar yaşadığımız olayların hesabını hiç
düşünmüyoruz. Oysa; yaşadığımız gün’ün en temel kurallarından biri, bugünün
hesabını bugün kapatıp yarın yepyeni bir gün için gözlerini açabilmektir.
Peki; biz, 21. yüzyılın modern insanları neden dünü
bugüne ekleyip, yarında hepsini biriktiriyoruz?
Yıllarca gördüğümüz fen dersleri sonunda vücudumuzun
hücrelerden oluştuğunu hepimiz öğrendik, peki hücreler ne işe yarar hocam,
nasıl çalışır diye hiç ama hiç soramadık. Vücudumuzdaki hücreler temel
etkilerinin yanı sıra beynimizdeki düşünce veya duygu durumuna göre hareket
eder, bu hareket ile bir enerji açığa çıkar ve bu enerjiyi biz her zaman
içimizde hissedemesek de dışarıya bizden bağımsız bir şekilde iletilir. Evrene
mesaj göndermek, enerjimizi doğru kullanmak ve diğer tüm benzer terimlerin
kaynağı olan enerji tam da buradan, bu tanımdan geçmektedir. Mutsuz olduğumuzda
veya kötü bir olayla karşılaştığımızda beynimizdeki düşünce ve duygu yoğunluğu
sebebi ile hücrelerimiz yeterince etkileşimde bulunamaz ve miskin
hücrelerimizden de dışarıya gönderilecek yoğun bir enerji çıkmaz dolayısı ile
istediklerimiz de genelde olmaz, geç olur veya tersi olur. Konuyla bağlantılı
bir diğer örnek ise yoga, meditasyon gibi yenilenme etkisi gösterdiğine
inanılan aktiviteler. Bu aktiviteler nasıl olumlu enerji etkisi gösterir? Kısa
bir süreliğine de olsa beynimizi yoğun duygu ve düşünce akışından kurtardığımız
için, hücrelerimiz nefes alma şansını elde eder bu nefes alma süreci sonrasında
ise bir sonraki ilk olumlu harekette yoğun bir şekilde titreşir ve güçlü/yüksek
bir enerji üretirler. Hobilerimiz de yine yoğun duygu ve düşünce akışından
nefes alma temeline dayandığından bize yenilenme imkanı sağlar ve sonraki ilk
hareketimizde yüksek bir enerjiye sahip olmuş oluruz.
Enerji; potansiyelimizi ortaya koyar, dünya ile olan
iletişimi kolaylaştırır hatta bana göre daha yaşanabilir bir dünya için olmazsa
olmaz bir temeldir. Yüksek enerjiyi elde etmek; sürekli gülümsemek, kahkaha
atmak demek değil, günlük olaylardaki detaylara çok fazla takılmadan olaydan
çıkarılması gereken dersleri çıkarıp, o günün sonunda kapatabilmektir. Olayları
nasıl kapatabilirim, ben hiç unutmam diyenlerden misiniz? -Ben de öyleydim.
Ancak geçen zaman içinde hayattaki en değerli varlığın sahip olduğumuz
benliklerimiz olduğunu anladığımdan beri günlük hesabımı kapatıp, ertesi güne
yepyeni bir ‘ben’ ile uyanmayı öğrendim. Bazı gerçeklerle yüzleşmek acıyı
azaltmaz belki ama süreci kolaylaştırır. Size zor gelen, canınızı acıtan her
olayla sıcağı sıcağına yüzleşip kendi tarafınızda değerlendirmesini yaptığınızda
zaman içinde bunların birleşip içinize sıkıntı olmasını engellersiniz. Bir
başka açıdan ise; sorunlar ile sıcağı sıcağına yüzleşmek insana yepyeni
yetkinlikler kazandırır. Örneğin bu süreçte kriz yönetiminde uzmanlaşabilir,
proje yönetiminde temel olan bazı yetkinlikler kazanabilirsiniz. Enerjiyle
ilgili bir diğer şey ise, alternatif tıpın da ortaya attığı ‘iyileştirme’
etkisi. Hastalıklar üzerinde etrafımıza yaydığımız enerjinin de etkisi var ve
eğer bu enerjiyi doğru yönetebilirseniz; kanser başta olmak üzere diğer tüm
hastalıklardan da kurtulmanızın mümkün olduğu birçok kaynakta yer almakta.
Yüksek enerji, olumlu enerji, olumlu düşünce, pozitif
düşünce gibi kavramların hepsi aynı temelden gelir. İçinde bulunduğunuz yoğun
akıştan kurtulduğunuzda yaşadığınız hayat ile iletişime geçme fırsatı elde
edersiniz. Bu iletişim sırasında isteklerinizi dile getirdiğinizde veya keşke
olsa dediğiniz her şeyin gerçekleştiğini görebilirsiniz. Bunu bilinçle yapmayan
insanlar genellikle bir hedefe odaklandıklarında onu başardıkları an enerjinin
farkına varırlar. Yıllar önce katıldığım bir konferansta konuşmacı okul yolunun
üzerindeki Garanti Bankası’nın önünden her geçtiğinde uzun uzun bakıp orada
çalışmanın nasıl bir şey olacağını düşünürmüş. Üniversiteden mezun olduğunda
ise bankanın o şubesinde işe başlamış.
Enerji içsel bir kaynaktır, bu kaynağı verimli kullanmak
veya kullanmamak ise tamamen size bağlıdır. İçinizdeki enerjiyi olumlu yönde ve
tam kapasite ile kullanmak istiyorsanız öncelikle günlük hayatta karşılaştığınız
sorunlarla başa çıkmayı öğrenmeniz lazım; bu süreçte elbette dışarıdan farklı
destekler alabilirsiniz veya kolay bir şekilde hatasız olduğunuzu düşünüp devam
edebilirsiniz. Ancak yaşadığımız hayatta ‘gerçekleri görmeyecek kadar kör
olmak’ bir yöntem değil ve tabii bu hayat zamanında çözmediğiniz sorunların
büyüyüp dağ oluşturduğunda size yaratacağı daha büyük sorunları çözecek kadar
uzun da değil.
Herkesin kendi halinde hayalleri ve yapmak istedikleri
vardır hayata dair. Size ne isterseniz isteyin en temel şey yaşadığınız gün’den
geçer ve eğer siz; bir gün öncesini bugüne katıp yaşıyorsanız; yarınınız için
yeterince umut yoktur demektir.
---
PS: Gün nasıl değerlendirilir? Hesaplar nasıl kapatılır?
Bu konuda herkesin kendi yöntemi olacağından spesifik bir
yöntem yazmam doğru olmazdı. Bu içsel yolculuğun bir parçası olduğundan
kendinizi tanıdıkça bunun için bir yöntem bulacaksınız.
Geçtiğimiz aylarda bir yaşam koçu bana her gece uyumak
için yatağa girdiğimde 10 dk’lık bir süreçte 3 aşamalı bir yöntem önermişti: 1.
Gözlerinizi kapatıp günlük filminizi oynatmak. 2. Filmdeki karakterleri ve
kendinizi düşünüp; yaşanan olayların analizini düşünceleriniz ile -veya yazarak-
yapmanız ve sonra yaşananlardan ders çıkarmak 3. gülümseyerek uykuya dalmak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder